Kaş, yerli halkın ve sonradan olma yerli ve yabancı “Kaşlıların” yaşadığı, yaklaşık 7200 nüfuslu bir kasabadır. Sırtını heybetli Toros Dağlarının yamacına dayayıp Akdeniz in mavi sularına kucak açmış küçük ve güzel bir turistik kasabadır. Sonradan olma Kaşlıların çoğu İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirlerin keşmekeşinden bıkmış ve kaçıp buraya yerleşmiş Türkler ve başta İngilizler olmak üzere eski Avrupalı, Amerikalı, Avustralyalılardan oluşur.
Kaş tarih içinde değişik adlarla anılmış ve bir zamanlar adına Antiphellos, Habesos veya Habesha, ya da Andifli denmiştir. Teke yarımadasının tarihinde önemli yer tutmuş olan, şimdilerde doğa sporları ve kültür turizminin merkezi, tarihi kalıntıları, eşsiz mavi gökleri ve turkuaz suları ile “Türk Rivierasının” gözde bir turistik beldesi haline gelmiş Kaş, yolu ona varanları ayrım yapmadan sevgiyle kucaklıyor.
Daracık sokakları, sokaklarında mutlu dolaşan kedileri ve köpekleri vardır. Daracık sokaklardaki küçücük kafelerde veya sahilde denize ve rıhtıma bakan restoranlarda en seçici damak zevkine bile hitap eden değişik lezzetler sunulur. Limanı yatlar, balıkçı tekneleri ve guletlerle doludur. Marinasında dünyanın dört yanından gelmiş tekneler, yatlar misafirlerine ev sahipliği eder. Gündüzleri mavi sular ve gökler ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatırken, geceleri barlar canlı müzikleri ile en müşkülpesent gönülleri bile eğlencenin kucağına çeker. Ancak Kaş, pek çok başka turizm merkezi ile karşılaştırıldığında göreceli olarak hala koruduğu sakinliği ve sessizliği ile gerçekten dinlenmek ve “kafa dinlemek” isteyenlerin seçtiği yerdir.